Su nerede Pişgin Makina orada

Konularında Türkiye’nin önde gelen firmalarından biri olduklarını belirten Pişgin Makina FirmaYetkilisi Zülfü Pişgin: “Dökümünü yaptıkları ürünlerin işlenmesini de bünyelerinde gerçekleştirdiklerini ” söyledi.

Baba Süleyman Pişgin ile oğulları Maksut ve Zülfü Pişgin’in 1968 yılında Karaköy Perşembepazarı Kalafat yerindeki tarihi Yelkenci Handa 20 metrekarelik küçük bir dükkanda ödünç torna tezgahı ile faaliyete geçen Pişkin Makina günümüzde Bilecik Osmaneli deki 15000 metrekare kapalı -55000 metrekare açık alanda oluşan sanayi kompleksinin bir bölümünde dökümhane ve metal işleme ünitelerinde yıllık 3000 ton Sfero döküm kapasitesi ile Türkiye’nin her tarafına yayılmış 2000 binin üzerindeki nalbur, tarımsal sulama, mekanik tesisat ve inşaat malzemeleri satıcısına Fitıngs-Boru Ekleme parçaları ve özel üretim çeşitleri ile hizmet vermektedir.

2008 yılında yaşanan yoğun ekonomik krize rağmen, pazardaki rakiplerinin kapandığı, işçi çıkarttığı üretim durduğu veya düşürdüğü sıralarda Pişkin Makine, İstanbul Hasköy’deki atölyesinden taşınmış olduğu yine kendi mülkü olan Bilecik Osmaneli fabrikasında modern ve yeni CNC işleme üniteleri ile daha kaliteli üretime devam etmiştir. Pişgin Makine Firma Yetkilisi Zülfü Pişgin, daha önceleri dışarı fason olarak verdikleri pik ve sfero döküm işlerini yarı otomatik kalıplama hatlarından oluşan 2500 metrekarelik yeni dökümhanelerinde bünyeleri içine kattıklarını da söyledi.

“SEKTÖRDE İLKERİN ÖNCÜSÜ OLDUK”

Pişgin Makine Firma Yetkilisi Zülfü Pişgin gelişim süreçleri ile alakalı olarak şunları söyledi:
“Sektörün eskileri ve ilkleri içinde yer alıyoruz. Ben 13 yaşımdan beri bu işle uğraşmaktayım. Pişkin Makina İlk beş yıllık çıraklık döneminden sonra, Kalfalık dönemini 1974 yılında 20 metrekare’den 400 metrekare’ye geçiş yaptığı İstanbul, Hasköy’deki atölyesinde tamamladı. Bu süre içinde İstanbul Ankara, Bursa ve İzmit başta olmak üzere İSKİ, ASKİ, BUSKİ, İSU gibi belediyelerin içme suyu ve kanalizasyon birimlerine, toplu konut ve sanayi siteleri kooperatiflerine,
inşaat ve alt yapı müteahhitlerine içme suyu abone bağlantı elemanları, pis su kanal ızgara ve menhol kapakları üretimi ile hizmet vermiştir. Türkiye’de ilk Sfero döküm Menhol kapağı Pişkin Makina tarafından üretilmiştir. Sektör duayenleri İzzet Baysal ve Haymak fabrikalarının 1978 yılındaki işçi grevleri sırasında faaliyetlerinin durduğu dönemde Türkiye’de ilk Sfero Döküm Fitıngs Pişkin Makina tarafından üretilmiştir. Ustalık dönemimiz ise milenyum sonrası 2004 yılında konusunda Dünya’nın En Büyük Demir Boru Manşon üreticisi olan Fransız Delcorte ile İstanbul Tuzla Deri Organize Sanayi Bölgesinde ortaklaşa kurmuş olduğumuz Türkiye’nin en büyük Demir Boru Manşon Fabrikası Dpm Boru ile başlamıştır. Ancak 2008 yılında İstanbul’daki işleme ünitemizi modern ve yeni işleme tezgahları ile geliştirerek Bilecik Osmaneli Fabrikamıza taşıdık. Krize rağmen yeni oluşturmuş olduğumuz, yarı otomatik kalıplama hatları ve endüksiyon ocağımız ve diğer makinelerden oluşan yeni dökümhanemizi de katarak ustalık dönemimizi bir üst kademeye taşımış bulunmaktayız. Bu ünitelerimizde daha modern, daha seri ve daha ekonomik olarak üretilen ürünlerimiz dışında. Türkiye’nin en büyük raylı taşıma projesi olan İstanbul-Ankara hızlı tren hattı konsorsiyumuna Sakarya vadisi tünellerinde kullanacakları demir tij ve saplama işçilikleri ile vermiş olduğumuz hizmet devam etmektedir” dedi.

“İnişli çıkışlı bir pazar güven vermiyor”
Pazarın aktif oyuncuları arasında yer aldıklarını belirten Pişgin Makine Firma Yetkilisi Zülfü Pişgin, pazarın inişli çıkışlı olduğunu ve güven vermediğini söyledi. Pişgin konu ile alakalı olarak; “Güncel seyir olarak yıllık değerlendirmeler çok daha fikir verici. Ekonomik krize bağlı olarak 2009 yılı 2008 yılından daha iyi geçti. 2010 yılı 2009’dan daha iyi. Bu sürekli iyileşmeler 2012 yılı ilk altı ay; yani Haziran 2012 yılına kadar her sene bir önceki seneden daha iyi şeklinde idi. Ancak bu iyileşmelerin başlıca sebebi olan ekonomik ve siyasi istikrara rağmen, 2012 Haziran’ından bu güne kadar yaklaşık 10 aydır neredeyse mini kriz diyebileceğimiz bir ekonomik durgunluk, istikrarsızlık, güvensizlik bizlerde geleceğe yönelik umutsuzluk ve karamsarlık oluşturmakta. Umarım hükümet ve ekonomi kurmayları bizim görüp yaşadıklarımızı görüp, biliyorlardır. Pazarın ekonomik seyrinin yanında pazarın üretim ve kalite seyri de çok önemli. Kayıt dışı ve kalitesiz uzak doğu malları; serbest ticaret anlaşmaları ile himaye edilen bölge mallarının ağır baskısı ile %100 olan yerli üretim oranı günümüzde % 15 oranlarına düşmüştür. Kayıt dışılık ucuz hammadde, enerji ve işçi ücretleri desteği ile ülkemizi işgal eden bu olguya karşılık; bizlerde birazda hastalık haline gelmiş sanayicilik ruhu ile devletimizin bize vereceği benzer destekler ile bu ekonomik işgali önleyebilir ve dış pazarlarda atılım ve yatırımlara girişebiliriz” şeklinde konuştu.